- Back to Home »
- Film ve Dizi »
- Leyla ile Mecnun 17. Bölüm
Posted by : sadecemurmur
13 Mart 2014 Perşembe
Leyla ile Mecnun büyük bir dönüm noktasıdır hayatımda. Bir çok alışkanlığımı değiştirmiştir desem yalan olmaz. Ama bir bölüm var ki çok çok ayrı ve özel. 17. Bölüm... Gülümsemenin ağırlığından bahsetmiştim daha önce. İşte o ağırlıktan omuzlar yorgun düşünce izlemeli bu bölümü. Hani kış günü kalın kalın giyinirsin, ısınırsın fakat ağırlığından çökersin ya o kıyafetlerin. Sonra sıcak eve geldiğinde bir bir çıkarıp pijamalarını giyersin. O kadar rahatlarsın ki boyun 1 santim uzamış gibi gelir, resmen kemiklerin genleşir. İşte bu bölüm de öyle. Gülmenin ağırlığından yorulunca açıp izlemeniz yeterli. Ağlamanın verdiği ferahlık naneli şekerin ağzı ferahlattığı gibi tüm vücuda yayılıyor. Hani şişen yara kanayınca bir rahatlama gelir ya, onun gibi bir rahatlama yayılır tüm bedenine. Göz yaşların içindeki irini atıyordur belkide. Bir dizi bölümü değil kesinlikle bu bölüm. Resmen bir sinema filmi. Ama bazı yerlerinde müdahale edesin geliyor yada gidip dizide kendine yer edesin geliyor. Dönme dolabı durdurmalıyız mesela. Şekerpare gidemezdi ki o zaman. Ya da suda yürüyen İsmail abiye sarılmasak mı? Aslında yatıp uyuyasım vardı. Annem meyve tabağını getirince bir şeyler izleyeyim dedim ve iyi ki de demişim çok iyi geldi. Bir kaç sahne ve ekran alıntısı paylaşmazsam herhalde ihanet etmiş olurum güzelim bölüme. Gerçi bu bölümden kitap yazılır ama ben 3-5 satırla yetinmeye gayret ediyorum.
Asrın sorusu belkide... Sorunun cevabını net bir şekilde bilen varsa muhakkak paylaşmasını rica ederim. Daha çok yer var alınacak ama bir kez daha izlemeyi bünye kaldırmayabilir zorlamak istemiyorum. Kapanış müziği ile kapatalım taraftarıyım. Bu kıza kadar...