Archive for Kasım 2014
Çığlıkların Saygı Duruşu
Bilim insanları ne bilir ki? Hiç ulaşılmamış ideal ortamlarda yapılan deneyler, ispatlanmamış ve ispatlanamayacak teoremler, tek doğruluğu yanlışlığının ispatlanmamış olan doğrular... Ne bir duygu ne bir his. İnsan hesaplanabilir bir varlık mı ? Başımız ağrıdığında ne kadar süreceğini hesaplayabiliyor muyuz mesela? Ya da ne bileyim bir yakınımızı kaybettiğimizde hissedeceklerimizi tahmin edebiliyor muyuz? Biraz sonra fotoğrafını göreceğiniz babayı gördüğümde ne hissedeceğimi görene kadar bilmiyordum. Siz de bilmiyordunuz. Eğer hiçbir şey hissetmediyseniz bir doktora görünmenizi tavsiye ederim. Her gün insanlar ölüyor bunun ne farkı var bir fakir o mu diyebilirsiniz. Fakat onun oğlunun ölümünden bir fiil tüm ülke sorumlu. Kimimiz karşı çıkmadığımız için, kimimiz bir müdahalede bulunmadığımız için, kimimiz mecburiyetleri ortadan kaldırmadığımız için bunların hiçbirisi benim suçum değil mi diyorsunuz? Emin olun aklınıza bir kere bile gelmemeleri bizleri suçlu yapar. Şimdi nokta kadar hatamız bile bulunsa sorumlu değil miyiz bu eve bakan kişinin ölmesin de. Bundan sonra o ailenin yaşayacağı ağır sefalette ? Unutulur bu gün unutulmasa yarın unutulur. Düşünsenize daha kaç gün önceydi anası "Oğlum yüzme de bilmez..." diyeli. Bu gün haberlerde görmeseniz hanginiz hatırlıyordunuz? Unutkanlık en büyük ilaçtır. Fakat unutmayın her ilacın doz aşımı ölümcüldür...
Acıların başınıza gelmesini beklemeyin. Siz bekledikçe acı size daha çok yaklaşır. O gün gelmeden birinin derdine ortak olun. Çözemeseniz bile ortak olun. O yükü kaldıramasanız bile bir tebessümünüz yükün taşınmasını kolaylaştırır unutmayın. Zorlaştırmıyorsanız muhakkak kolaylaştırıyorsunuz demektir. Yeter ki insanların yanında olun...
10 Kasım
Tüm olaylara futboldaki fanatizm gözü ile bakanlara hiç bir zaman saygım olmayacak galiba. İnsanlar destekledikleri görüşleri biraz tartmalı süzmeli.
Tarih uzmanlık alanım değil. Bu sebep ile ahkam kesen bir yazmayı düşünmüyorum. Sadece ahkam kesenleri biraz eleştirip bir de benim gözümden bakmanızı deneyeceğim. Mustafa Kemal Atatürk benim gözümde kimdir daha doğrusu nedir ilk onu izah etmek isterim. Basit tarih bilgilerinden girdiği savaşları, kazandığı başarıları görebilirsiniz. Küçük bir çocuğa sorsanız muhtemelen onun ilk aklına gelen başarı "Kurtuluş savaşını kazandı bizi kurtardı." cümlesi ile hayat bulacak. Bazı tek hücreli organizmalar bu cümleyi söyleyen çocuklara bile kızar hemen düzeltme yapar; "Tek başına kazanmadı o savaşı!" haklılar kabul ediyorum. Aynı kişiler İstanbul'u Fatih Sultan Mehmet fethetti de de o da ayrı bir muamma. Konu gayet açık ve net, savaşlar komutanları ile anılır. Bu sebeptendir ki Mustafa Kemal'e küfreden tüm kurtuluş savaşı gazi ve şehitlerine küfreder.
Gerçekten insanları anlamak güç. Yada cahil toplumları diyeyim. Zira hiç bir ülke vatandaşı kurucusunu karalamaya çalışmaz herhalde. Atatürk bu milletin son kurtarıcısıdır. Umarım öyle de kalır. Mustafa Kemal'i karalayanlar da ona tapanlar da bir. Sadece ilke ve inkılaplarını doğru anlayıp uygulasak çok daha yaşanılır bir ülkede mutlu bir şekilde yaşarız.
Hala düşüncelerimi sıralı şekilde yazamıyorum. Tek konuya odaklanamamamın sebep olduğu bir sorun galiba. Bu yazıları okunması zor bir hale getiriyor farkındayım. Umarım kusuruma bakmazsınız.